Şu hayattaki en önemli konuların başında tevhidden sonra
ihlas gelir. Aslında ihlas ile tevhid birbiriyle paralel konulardır. Tevhid,
Allah’tan başka ilahın olmaması; ihlas, her şeyin Allah için olmasıdır. Elbette
ki hayatımızdaki her şeyimiz; bizi yaratan, bize nimetler veren, bizi koruyan
ve hayat veren için yani ilahımız için olmalıdır. Allah’tan başka ilah da
olmadığına göre hayatımız yalnızca Allah için olacaktır. Dolayısıyla ihlas ve
tevhid kavramları birbirini tamamlar.
Bir Müslüman, toplumun ıslahı için öncelikle tevhid
hakikatinin üzerinde durmalıdır. Şahsi gelişimi için de ihlas üzerinde
durmalıdır. Zira toplumumuzdaki en büyük problem şirk, şahıslarımızdaki en
büyük problem de riyadır. Şirki yok etmek için tevhidi, riyayı yok etmek için
de ihlası gündemimize almamız gerekir. Ben bu yazıda daha çok ihlas üzerinde
duracağım. Çünkü tevhidin önemi üzerinde sürekli duruyoruz da ihlası o kadar
düşünmüyoruz. Halbuki ihlas hayatın gizli bir şifresidir. Nasıl ki bir oyunda
bir şifre yazarsınız da bütün her şey altına dönüşürse bu hayatta da ihlas ile
yaşandığında yapılan her şey ibadete dönüşmektedir. Yani her an sevap kazanma
hali… Ne kadar da önemli değil mi?
İhlasın önemini şeytan da itiraf eder. Düşmanımız, Allah’tan
mühlet istediği zaman insanları saptıracağını fakat ihlaslıların müstesna
olduğunu söylemişti. Yani ihlaslı kulları saptıramayacak. Düşmanımızın bize
asla zarar veremeyeceği bir zırhtır ihlas. Madem ki şeytan ihlasa karşı
koyamıyor, öyleyse insanları en çok ihlastan uzak tutmaya çalışır. Bunun sonucu
da riyadır. Maalesef insanın fıtratında riyaya şiddetli bir temayül vardır.
İnsan, başkaları tarafından beğenilmek ister. İnsanın bu isteği de yaptığını
insanlar için yapmaya sevk eder. Şeytanın insanları riyaya nasıl sevk ettiğini
düşündünüz mü hiç? Mesela bir örnek verecek olursak, sosyal medya diye bir fikir verdi bazı insanlara ve hızlıca gündemimize
girdirdi. Sosyal medya aracılığıyla
kitleleri toplu olarak riyanın kölesi yaptı. Artık insanlar yapacağı her şeyi
beğenilmek için yapmaya başladı. Sırf paylaşım yapmak için alınan kitaplar, güzel
foto çekmeye çalışırken soğuyan çaylar-kahveler, entelektüel görünmek için gezilen
yerler ve daha niceleri… Artık insanlar hayatlarını çevresinin isteklerine göre
şekillendirir oldu. Bunun manası nedir? İnsan hayatını kime göre şekillendirmelidir?
İşte ihlassızlık insanı şirke kadar götürür. Bu kadar önemli bir mevzu, sürekli
gündemimizde olmaya değmez mi?
İhlas ve riya meselesine biraz daha yakından bakacak olursak
aslında ihlasın riyaya göre kolaylık olduğunu görürüz.* Çünkü riya, insanları
dikkate almaktır. İnsanların düşüncelerine göre hareket ettirir. Oysa ihlas, yalnızca
Allah’ı dikkate almaktır. Riyakâr olan kimse herkesi razı etmeye çalışacak ve
tabii olarak başaramayacak. Çünkü bütün insanları razı etmek mümkün değildir.
Mutlaka eleştirenler olacaktır. Peygamber bile eleştirildi, biz mi eleştirilmeyeceğiz.
Eğer Allah’ın bizden beklentisi olan ihlasa ulaşırsak büyük bir problemden
kurtulmuş oluruz. İnsanların ne dediği önemsizleşir, içimizi kemiren bir kurt
olmaz. İhlas gibi tevhid de insana kolaylık sağlar. İnsan yalnız Allah’a ibadet
etmezse çok sayıda ilahı olur. Allah’ın belirlediği esasları kabul etmeyen
kişi, hayatının her alanında kendisi yeni esaslar koymak zorunda kalacaktır. Tek
başına yapması mümkün olmadığından kimin görüşü hoşuna giderse onu kabul edecek
ve yüzlerce belki de binlerce ilahı olacak. İşte tevhid de insanı bu yükten kurtarır.
Son olarak şunu söylemek istiyorum. Bu örnekler bize gösteriyor
ki; rabbimizin bize emrettiği her şey, insan için en kolay olan şeylerdir. Cihadından
sadakasına her şey… Hepsini burada zikretmeye gerek yok. Bunları kendiniz düşünebilirsiniz.
Ben burada sadece ihlastan örnek verdim. O’nun her bir hükmünde sayısız
hikmetler vardır. Biz yeter ki bunları tefekkür edelim. Düşünen bir topluluk
için nice ibretler koymuş rabbimiz…
*Elbette ihlas çok zordur. Ama burda kast ettiğim, aslında riya daha zordur. Bkz: Leyl:10 (Günahkar hayat yaşayanlara zor olan şey kolaylaştırılır.)
Riyakar olmak dediğin gibi bir yönüyle zor ama bir yönüyle kolay. Çünkü insanın fıtratının hoşuna giden ve insanın kendisini zora sokmayan (bir yönüyle) bir durum. Çünkü insan, başkalarını dikkate alarak insanların teveccühünü ele ediyor ve kendinin güvende olduğunu hissetmek istiyor. Kendisinin uyumlu olduğunu çevresiyle çatışmadığını kendine ve çevresine kanıtlamak istiyor ama ne yazık ki Allah'ı unutmuş oluyor.
YanıtlaSilGüzel olmuş. Rabbim muvaffak kılsın.
YanıtlaSilİhlas sırlarımdan bir sırdır onu sevdiğim kulumun kalbine tevdi ederim. K. Hds.