Bazı Şeyler…
“Bazı şeyler” diyorum çünkü bu
konuda net bir şey söylemek mümkün değil. Bazı şeyler öyle kıymetlidir ki bizim
egomuzdan, şahsi menfaatlerimizden daha değerlidir. Bazı insanların itibarı
bizim itibarımızdan daha önemlidir. Bunu herkes anlayamaz. Hatta kalbinde
hastalık olanlar yanlış dahi anlarlar. Herkesin anlamasını beklemiyorum zaten.
İslam davasını gönlüne koyanlar anlasın yeter.
Dava şuurunu kazanmış insanlar bazı
yönlerini törpülerler. Şunu unutmamalıyız ki davamız, şahsımıza ait her şeyden
daha üstündür. Çünkü dava kutsaldır, bizler ise beşeriz. İslam davası bizim
canımızdan, malımızdan, ailemizden ve arkadaşlarımızdan daha kıymetlidir. Bunun
farkında olan insan neyden vazgeçip neyi tercih edeceğini iyi bilir. Teslimiyet
göstermesi daha da kolaylaşır. Rabbinin rahmetini ve yardımını üzerine çeker.
Allah’ın kendisine nasip ettiği
şeyleri Allah yolunda kullanması gereken anda geçerli bir mazereti olmaksızın
bundan çekinenler dava adamı olma şerefine erişemezler. Bu bazen bir araba
olur, bazen özgüven olur bazen ise yetenek olur. O sahip olduğun şeyler senin
kendi çabanla elde ettiğin şeyler değil. Hepsini sana veren Allah. Neyi kimden
sakınıyorsun? Sana o aklı, sana o yeteneği, sana o ilgiyi vermeseydi kendini
iyi olduğun alanda geliştiremezdin. Sana çalışma azmi vermeseydi o arabayı
kazanamazdın. Senin fıtratına o özgüveni, o cesareti vermeseydi insanlar
karşısında iki kelimeyi bir araya getiremezdin. Davan için sana ihtiyaç olan
anda bunları kullanmazsan bu nimetlere ihanet etmiş olursun. Sahip olduğun bu
nimetlerinin sadakası, onlarla Allah yolunda tasarrufta bulunmandır. Allah için
kullanılmayan hiçbir şeyin zerre kadar kıymeti yoktur. Allah’ın davasına değer
vermeyen adam değer verilmeye layık değildir. İstediği kadar makam-mevki sahibi
olsun, davası için inşaatta harç yapan adamın tırnağı etmez!
Bazı insanlar Allah’ın kendisine
verdiği nimeti ziyan ederler. Allah kendisine ilim verir, bunu davasının önüne
geçirir. Allah kendisine itibar verir, itibarını davasına tercih eder. Allah
kendisine düzenli-disiplinli olmayı nasip eder, bunu bahane ederek davadan
uzaklaşır. Gerekirse bizim düzenimiz altüst olsun ama bazı şeyler ayakta
kalsın. Bize ait şeyler heba olabilir ama yeter ki bazı şeyler yürüsün.
Sürekli duyduğumuz kıssaları ne kadar anlıyor,
ne kadar yaşıyoruz acaba? Peygambere ok değmesin diye kafasını oka uzatıp gözü
çıkan sahabiyi duyduğumuzda ne anladık? Seni nefsim dışında her şeyden daha çok
seviyorum diyen Hz. Ömer’e, “Olmadı Ey Ömer beni nefsinden de daha çok
sevmelisin” diyen Peygamberin bu sözünü yerine getiren Hz. Ömer’in duruşu bizim
için neyi ifade ediyor? Savaşta kolundan yaralanan sahabinin kendisine engel
olan o kolunu koparması bize neyi anlatıyor? Onlar bu duruşlarıyla yükseldi
bizlerse “mesleğimi kaybederim, işimi kaybederim, başıma bir iş gelir” diye
elimizi taşın altına koymaktan çekindik. Sana o işini veren Allah’tı. Şimdi sen
o işin için Allah yolundan geri mi duracaksın? Allah öyle imtihan eder ki feda
etmekten çekindiğin şeyleri de kaybedersin, feda edilmesi gereken şeyleri de...
Benim bile ne kadar zoruma
gidiyorken Allah’ı ne kadar öfkelendiriyordur acaba. Sırf patronuyla yüz göz
olmamak için, sırf iş çevresindeki insanlar tarafından hor görülmemek için,
sırf “ezik” yerine konulmamak için bazı şeylerden geri duranlar Allah’a nasıl
hesap verecekler?
Kendisinin itibarını muhafaza etmek
için her şeyi yıkanlar… Sen her şeye cevap yetiştirince daha değerli
olmuyorsun. Espriyi bile kaldıramayanlar… Senin itibarının zerre kıymeti yok. Bizi,
göstermemiz gereken duruşu göstermekten alıkoyan şeylerin canı cehenneme!
Bunları ne zaman birilerine
anlatmaya çalışsam ya yanlış anlaşılmaktan ya da anlaşılamamaktan çekiniyorum.
Bu konuyu anlamak zeka ile olmuyor. İnsan bazı konuları kalbiyle anlayabilir.
Bu da onlardan biri…
Neyse ki bunları anlayan insanlar da
var… Kardeşlerine müdahale etmemesi için arabasını TOMA’nın önüne koyan,
kadınlara cop vurulmasın diye burnunu kıran insanlar da var…
Allah bizlere dava şuuru nasip
etsin. Asıl değerli olanın İslam davası olduğunu, bize ait şeylerin davamızdan
daha kıymetli olmadığının bilincinde olmayı, sahip olduklarımızla Allah’ın
dinine hizmet edebilmeyi nasip etsin. Kalbimizi dini üzere sabit kılsın, razı
olmayacağı niyetlerden muhafaza eylesin. Bizleri büyük konuşanlardan değil
Ahzab 23’deki sözüne sadık olanlardan eylesin…
01.02.2023 – 02.20
Ömer HAKSEVEN
Yorumlar
Yorum Gönder