Özgünlük ve Farklı Olma Hastalığı

İnsanlar özgün olmakla farklı olma hastalığını çoğu zaman karıştırıyorlar. Özgün bir şahsiyete sahip olmak güzel ve gerekli bir özelliktir. Böylesi insanlar genelde çevrelerinde ön plana çıkarlar. Fakat insanlara özgürlük adı altında farklı olma hastalığı aşılanıyor. Özgürlük, kulağa hoş gelse de elbette ki sınırları olan bir kavramdır. Farklı olma hastalığı, insana sınırsız özgür olma arzusu kazandırır. Farklı olmak adına normalin dışına çıkar. Her şeyin belli bir standardı vardır. Mesela arabaları düşünelim. Birçok marka var ve her biri farklı özelliklere sahip arabalar üretiyorlar. Birçok farklı marka olmasına rağmen hiçbiri bazı konularda belli standartların dışına çıkmıyor. Mesela bütün arabalarda farlar ön taraftadır. Bu, arabalar için bir standarttır. Ama bunun dışında ışığın hangi renk olacağı, kuvvetinin ne kadar olacağı markaların kendi tercihlerine kalmıştır. Bir örnek daha verecek olursak bütün binalarda temel ve kolonlar vardır. Fakat bunların sayısı kalınlığı vs. binadan binaya değişir. Bu gibi örnekler çoğaltılabilir. Yani anlayacağınız, standartların dışına çıkmak, ya mümkün değildir ya da işlevsizdir.


Başka şeylerde olduğu gibi insanda da belli standartlar vardır. Bu standartlar sabit bir değer değildir genellikle. Bir skala gibi bazı aralıkları ifade eder. Bu aralıkların dışına çıkan insan; normalin dışına çıkmış, 'anormal' sıfatına sahip olmuştur. Bir insan tek tip olmayı istemeyebilir fakat belli sınırların dışına da çıkamaz. Bunun en bariz örneğini eşcinsellikte görürüz. Bu konuda insan için standart bellidir. 2 yol vardır, ya eşi ya da elinin altında bulunan cariyeler.
Bu iki yolun dışındaki yollar ya mümkün değildir ya da doğru değildir. Eşcinsellik, insanın fizyolojik yapısına da aykırıdır. Bir insan kendi cinsiyle birlikte olmak isteyince normalin dışına çıkmış olur. Böyle bir durumda bir insan için bu yollara başvurmak özgürlük sayılamaz.

İslam'ı ve cemaatleri insanları tek tip yapmakla suçlayanlar, aslında kendileri de hükmettikleri insanlara kendi standartlarını dayatmaktadırlar. Bir okulda öğrenciler için giyim kuralları vardır. Üniforma veya belli tipteki giysiler dışındakilerle okula girmek mümkün değildir. Veya bir işyerinde işçi ile patronunun ilişkisinin nasıl olacağına dair belli kurallar vardır. Bu kuralların dışına çıkanlar ya cezalandırılır ya da işten çıkarılırlar.

***

Buraya kadar anlattıklarımızdan belli standartların hayatın sürdürülebilmesi için kaçınılmaz olduğunu kabul ettiysek bir sorun daha karşımıza çıkıyor. Peki ya bu standartlar neye göre belirleniyor? Hangi değerlerin dışındakiler anormal olarak nitelendirilecek? Bunu da yine örnekle açıklayalım. Bir elbise fabrikası, çıkardığı elbiselerin üzerine uyarı etiketi koyar. Belli bir derecenin üzerinde yıkanmaz veya ütülenmez. Şayet bir kişi belirtilen derecenin üzerinde yıkar veya ütülerse elbiseye zarar verir. Herhangi bir eşyadan veya cihazdan en iyi verimin hangi koşullarda alınacağını, hangi koşullarda çalışabileceğini ve hangi durumlarda bozulabileceğini en iyi onu üreten firma bilir. Çünkü üretim aşamasında birçok testten geçirilerek en doğru sonuçlara ulaşılmıştır.

Basit bir cihazın bile kullanımı esnasında belli kriterlere göre hareket etmek gerekiyor da insan için mi gerekmeyecek? Basit bir elbisenin, bir motosikletin bile bazı standartları varken çok kompleks bir yapıya sahip olan insanda mı belli standartlar olmayacak? İnsanın dikkat etmesi gereken hususlar, bir robotunkinden çok daha fazladır. Giyim kuşamdan konuşmaya, düşüncelerden fiillere her türlü konuda insan için belli sınırlar vardır. Bu sınırları da en iyi bilecek kişi, doğal olarak insanın 'üreticisi' yani Allah'tır. İnsan, Allah'ın belirlemiş olduğu sınırların dışına çıktığı zaman haddi aşmış, normal insan standartlarının dışına çıkmış olur. Allah'ın hayatımıza koyduğu tüm kurallara bu şekilde bakılmalıdır. Meyve suyu, çay ayran, şalgam vs. birçok içecek serbestken içki ve sarhoşluk veren içecekler yasaktır. İnsan için insanca yaşam skalasının aralıkları, haramlardır. Helaller, insanın özgürlük alanıdır. Bu alanın dışına çıkmak insanın yapısına aykırıdır.


Ayrıca Allah'ın koymuş olduğu kuralların dışına çıkan insanlar hem madden hem de manen istemedikleri sonuçlarla karşılaşırlar. Hem sınırı aşarken hedefledikleri şeylere ulaşamazlar hem de birçok psikolojik sorunlarla karşılaşırlar. İçki içen insan sarhoş olur, yani vücut buna uygun yaratılmamıştır. Sarhoş olunca her türlü pisliği yapabilmektedir. Kumar oynayan insan bir bataklığın içine girmektedir. Malında bereketsizlik olur. Hatta bazıları tüm servetini kaybeder. Ailesini satanlar bile olur. Tabii tüm günahların ardından gelen pişmanlığı, huzursuzluğu psikolojik bunalımları anlatmaya bile gerek yoktur...

Tüm bunlardan bir sonuca varacak olursak; farklı olmak, Allah'ın koyduğu sınırlar içerisinde olunca anlamlı olur. Farklılıklar gereklidir. Tek tip olacaktıysak Allah neden parmak uçlarımıza varana kadar özgün bir biçimde yarattı? Fakat bazıları Allah'ın koyduğu standartların dışına çıkarak haddini aşıyor...

Yorumlar