Üniversiteye Hazırlık Hakkında...


Bizleri kendi diniyle şereflendiren rabbimize hamd olsun.

Uzun bir üniversite hazırlık maratonunun ardından üniversite hayatına başladım. Bu yazımda üniversite hazırlık hakkındaki düşüncelerimi ve bazı önerilerimi yazacağım inşallah. İstifade etmeniz temennisiyle…

Öncelikle şunu söylemeliyim ki; üniversiteye hazırlık süreci, öğrenciler için çok sancılı bir süreçtir. Böyle olması pek de anormal değil aslında. Çünkü hayatın geri kalanını şekillendirecek bir sınava giriliyor ve yılda sadece bir defa hak veriliyor. Bir yıl kazanamayınca tekrar denemek için bir yıl geçmiş oluyor. Hal böyle olunca stres tavan yapıyor. Sınavı önemseyen herkes stres yaşar elbette. Önemli olan bu stresi güzel bir şekilde değerlendirebilmektir.

Kimileri vardır ki; üniversite hazırlık sürecinde namazı bırakır, ibadetlerini aksatır. Kimileri de vardır ki; Rabbine daha çok yaklaşır, her çözdüğü sorudan sevap kazanır. (Doğru çözdüklerinden daha fazla kazanır inş. ;))  Peki nasıl oluyor bu iş? Neden bir kısım öğrenciler Rabbinden uzaklaşırken bir kısım öğrenciler Rabbine yaklaşır? İşte bu sorunun cevabı kalbimizde biriktirdiklerimizde gizli. Sorun kalbinize: “Üniversiteyi neden istiyorum?” diye. Eğer kendi istedikleriniz ile Rabbimizin sizden bekledikleri uyuşmuyorsa kusura bakmayın, ders çalışmayı bırakıp niyetinizi düzeltmeye çalışın derim. Yok eğer üniversiteyi rabbe hizmet aracı olarak görüyorsanız Rabbim bu zor imtihanı size çok kolaylaştıracaktır.

Üniversite hazırlık sürecimde edindiğim ve üniversitede de uygulayacağım bir tecrübemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Siz Allah’ın davasını düşünün, Allah da sizin ihtiyaçlarınızı düşünsün. Evet, sizin şuanda ihtiyaç duyduğunuz şey üniversiteyi kazanmak. Ben de diyorum ki, bunu dert etmek yerine ders çalışmaktan dolayı istediğiniz kadar hizmet edemeyişinizi dert edin. İslam’a davete daha fazla zaman ayıramayışınıza üzülün. Bakın göreceksiniz ki Allah sizin derslerinizde zihninizi açacak, konuları daha kısa sürede anlamanızı nasip edecek. Siz sanıyor musunuz ki sınav sadece soruların çözüm yöntemlerini bilmekle kazanılıyor? Her gün saatlerini verip de kazanamayanlar yok mu? Sınav günü heyecanlanıp da her şeyi unutanlar, rahatsızlananlar, geç kalanlar ve daha niceleri… Belki bazılarının ders çalışmasına baktığınızda ‘kesinlikle kazanır’ diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama asla unutmayın ki üniversiteyi nasip edecek olan Allah’tır. Eğer hakkınızda hayırlısını düşünüyorsanız Allah’ın rızasını düşünün. Yoksa üniversiteyi kazansanız bile hakkınızda şer olabilir. Ki zaten Müslümanın sahip olması gereken bakış açısı da bu değil midir? Her şeyimizin Allah için olması gerekmiyor muydu?1 Maalesef eğitim sistemindeki bozukluklar, isteklerimizi ve niyetlerimizi de bozdu. Üniversiteyi gözümüzde o kadar büyüttük ki, bazı ibadetlerimizi “yapmasam da olabilir” konumuna düşürdük. Allah’ın anıldığı sohbetleri zaman kaybı olarak görmeye başladık. Davet vazifemizi unutup insanların peşinde koşmayı gereksiz gördük... Siz de fark etmişsinizdir; bazı kimseler sınava girene kadar Allah’ı unutur, sınava yakın zamanlarda bolca dua etmeye başlar… Şimdi soruyorum, böyle olanlara Allah nasıl rahmet etsin? Rabbimiz, kendisini arkasına almayanın önünü açar mı?

Değerli bir hocam, “Üniversiteye gerçek hazırlık, sadece ders çalışmak değildir” derdi. Ne güzel söylemiş… Biz hazırlanmayı sadece ders çalışmak, konuları bitirmek olarak anlıyoruz. Halbuki manevi hazırlık, fikri hazırlık, davet yoluna hazırlık gibi birçok yönden hazırlık vardır. Bu hazırlıklar tamamlanmadan üniversiteye  gerçek manada hazırlanmış olamayız. İlk sene kazanamadığımda gerçekten de hazırlanamamış olduğumu anlamıştım. Biraz kendi hazırlık sürecimden bahsedeyim…

Ben lise’de son sınıfa gelene kadar üniversite sınavının önemini bilmiyordum. Son sınıfta birçok arkadaşım lise kaydını açıköğretim lisesine aldı. Ben de almak istiyordum ama bir türlü aileme kabul ettiremedim ve 12. Sınıfta okula devam ettim. Okulum çok uzaktaydı ve her gün dolmuşla gidip geliyordum. Zaten okulda hiç çalışamıyordum, akşama doğru döndüğümde ise yorgunluktan anca akşam vaktinde derse oturabiliyordum. Siz sakın ola benim yaptığım hatayı yapmayın ve ne olursa olsun son sınıfta açıköğretime geçin.

Ben lisede sayısal bölümü okudum. Sınava hazırlanırken de sayısaldan hazırlandım. Ama sınava son 1,5 ay kala fen derslerinden gördüğüm ihanetin de etkisiyle :) radikal bir karar alarak eşit ağırlık bölümüne geçtim. Bu tam bir çılgınlıktı… İlk sene kazanamayışımın nedenlerinden biri de buydu. Eşit ağırlık derslerine pek fazla çalışamamıştım. Ama sınava girdiğimde TM sıralamam 86 bin idi. Pek fazla çalışmamış olmama rağmen bu sıralama pek de kötü değildi aslında. Başından beri TM'den hazırlanan arkadaşlarımdan yüksek yapmıştım ama hukuk için yeterli bir sonuç değildi. Bu sonucu Allah’tan bir uyarı olarak görmüştüm. Evet, İslam’a hizmet etmek istiyor olabilirsin ama ders çalışmadan Allah nasip etmez. Hiçbir başarı bedava değildir.

Bu şekilde ilk senem gitti ama boşa değil. Hayatta bazen çok hata yapar insan. Anlamaz, anlayamaz yanlış yaptığını. Allah, anlaması için musibet verir. O musibet vesilesiyle hatasını fark eder ve kendine ders çıkarır. Onun için hiçbir zaman kaybettiklerinize üzülmeyin. Çünkü her kaybınız size başka kazançlar sağlamaktadır.

Yaklaşık iki aylık çok güzel bir yaz tatilinin2 ardından tekrar ders çalışmaya başladım. Ama şunu söylemeliyim ki mezuna kalmak insanın çok zoruna gidiyor. Beraber hazırlandığın arkadaşların üniversiteli olmuşken sen hala sorularla boğuşuyorsun... O his anlatılmaz, yaşanır. Hem bunun hem de bir sene daha isteklerimi yerine getiremeyeceğimden dolayı moralim bozuk bir şekilde seneye başladım. Ardından arkadaşlarımın ve hocalarımın da tavsiyeleriyle dershaneye yazıldım. Burada şunu söyleyeyim. Dershane şart değildir. Ama dershanedeki düzen şarttır. Her hafta deneme sınavına girmeyi, konuların düzenini asla aksatmayın ve mutlaka sorularınızı çözdüreceğiniz kimseler bulmalısınız. Bu şartlara sahip değilseniz, iradeniz kuvvetli değilse dershane faydalı olur.

Uzun bir süre ders çalışmaya odaklanamadım. Çünkü beni meşgul eden çok şey vardı. Bir yandan bunları bırakmak istemesem de bir yandan da ders çalışamayışımın vicdan azabını yaşıyordum. Sonunda vicdanım ağır bastı ve tuşlu telefon kullanmaya başladım. Ama bir sorun daha vardı: tabletim. Tabletle whatsapp ve instagram’da çok vakit harcıyordum. Kafamı çok meşgul ediyordu ve bundan ben de rahatsızdım. Yukarıda sözünü zikrettiğim değerli hocam –ki sınav mağdurlarına en güzel rehberlik yapan kişidir- bu konuda da bana yardımcı oldu ve tabletime el koyup bütün gruplardan çıkarttı. :) İnanın o anda üzerimden büyük bir yük kalkmıştı. Kendisine tekrardan teşekkür ediyorum, o günden sonra yoğunlaşmaya başladım.


Hazırlık sürecimdeki tablolarım
Artık düzenli bir şekilde çalışıyor, kendime planlar çizip duruyordum. Hazırlık sürecimde birçok tablo yaptım. Denemelerimin analizlerini, hangi konudan ne kadar soru çözdüğümü, kaçını çözemediğimi vs tablolar, grafikler yapıyordum. Deneme analizi tablosunun ve grafiğinin linklerini aşağıya bıraktım,3 onu kullanmanızı tavsiye ederim. Çünkü güzel moral sağlıyor. Grafikteki düşüşü görünce daha çok çalışman gerektiğini anlıyorsun, yükselişi görünce de çalışmaların sonuç verdiğini görüp mutlu oluyorsun. Ve bir de bütün süreci gözlemliyorsun. Mesela ben bu tabloyu ilk denememden doldurmaya başlamıştım. Tüm hazırlık sürecim elimin altında şuan. Size de tavsiye ederim…

Eski kaset kutularından yaptığım isimliğim :)
Tabloların dışında bir de masama “Av. Ömer Hakseven – Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi” yazan isimlik yapmıştım. Siz de bunun gibi şeylerle kendinizi motive edebilirsiniz. Benim bunları yapmam aslında şunu gösteriyordu, ben bu işi önemsedim ve benimsedim. Eğer önemsemeseydim bir sürü tablo çıkarmaz, masama isimlik yapmazdım. Siz de önemsemelisiniz. Önemsemeden asla olmaz. Önemserseniz sahiplenir, yeni şeyler üretmeye, çalışma kalitenizi daha çok geliştirmeye çalışırsınız. Ben son zamanlarda gerçekten önem verdim. Yaklaşık 1 ay kala yoğun bir şekilde denemelere girdim. Hatta bölüm denemelerine öyle takmıştım ki, her gün TYT Türkçe TYT Mat ve AYT Mat denemesi çözüyordum. Hiç unutmam, bir gün akşama kalınca üçüne de art arda girdim. Çıktığımda kafam bir hoş olmuştu. Siz sakın böyle yapmayın. Zaten bunu uzun süre devam ettiremedim, motoru yaktım :)

Sınav yaklaşınca bölüm denemelerini bırakıp genel denemelere başladım. Her gün 1 TYT ve 1 AYT denemesi çözüyordum. Denemelerden zor olanları son 1 haftaya bırakmıştım ama siz sakın öyle yapmayın. Çünkü sınava birkaç gün kala moralim iyice çökmüştü. Ama sınava girdiğimizde Allah’ın yardımıyla çok güzel geçti.

Sonuç olarak TM sıralamam 3500 geldi ve Hacettepe Hukuk’u kazandım hamdolsun. Ben kendi hazırlık sürecime baktığımda şunu görüyorum: Sınav sadece ders çalışmakla kazanılmıyor. Dershanede benden çok daha fazla çalışan arkadaşlarım vardı. Benim çalışmam onlarınkinin yanında hiçti. Ama benim onlardan farkım vardı. Biz birkaç kardeşimizle beraber dershanedekilerle ilgilenmeye çalışıyor, onların üniversiteden önce ahireti kazanmaları için gayret ediyorduk. Hem ibadetlerimizi yerine getirirken hem de arkadaşlarımıza İslam'ı anlatıyorduk. Davet konusunda pek başarılı olduğumu sanmıyorum ama bir şeyler yapmaya çalışıyordum en azından. Bunları kibirlenmek için yazmıyorum. Demek ki oluyormuş yani... Kimse üniversite hazırlık sürecinde davete, sohbetlere gerek yok diye düşünmesin. Böyle düşünenlere derim ki, bana üniversiteyi kazandıran o sohbetlerdi. Yoksa ben ders çalışmamla da bilgimle de asla bu sonucu alamazdım. Diyorum ya; çok çalışanlar, çok bilenler vardı diye. İşte onlar maalesef Allah ile birlikte çalışmadılar. Allah ile çalışanlar asla kaybetmezler…

Son olarak bir de üniversiteden bahsetmek istiyorum. Üniversiteye başladığımdan beri sürekli ortamı gözlemliyorum ve şunu söyleyeyim, her kampüste binlerce öğrenci var ve çoğu da kendilerini ahlaki ve manevi yönden geliştirecek insanlara ihtiyaç duyuyor. Bu öğrencilere bu konuda destek olacak kimseler ulaşmazsa kısa sürede üniversitenin kötü ortamında bozulup gidecekler… Şimdi soruyorum, hal böyleyken üniversiteyi kazanmamak vebal değil midir? Sorumluyuz, kayıp giden her öğrenciden. Sorumluyuz bizim tembelliğimizden dolayı kötü insanların eline düşenlerden…

Bir an önce üniversiteyi kazanıp insanların hayrına çalışanların mücadelesine katılmanız temennisiyle Allah’a emanet olun…

 ___________

1) De ki: 'Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir. (En’am 162)
2)  O yaz, hazırlıktayken yapmayı hayal ettiğim ama bir türlü yapamadığım şeyleri az da olsa yapmıştım. Sizin de şuan hayalleriniz varsa unutmadan not alın. Kazanınca hayata geçirirsiniz :)
3) Deneme Tablosu:
Denemelerdeki netleri kaydettiğim tablo


Deneme Grafiği: 

Netlerin grafiğe dökülmüş hali


Yorumlar

  1. Bir solukta okudum...

    👏Allah ile çalışanlar asla kaybetmezler.

    👏Önemserseniz sahiplenirsiniz...

    Daha altını çizmek istediğim yer vardı ama zaten sen koyu yapmışsın puntoyu :)

    Ellerine sağlık, üniversiteyi kazanan kardeşlerimiz henüz eli sıcakken yazmalı böyle..ne iyi oluyor 👍

    YanıtlaSil
  2. Allah razı olsun üniversiteye hazırlanan kardeşlerimize güzel bir destek olacaktır. Hedef olacaktır.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder