Savunma Sistemimizdeki İbret: Direniş!

Az önce aklıma gelen güzel bir misali sizlerle paylaşmak istiyorum... Hani rabbimiz buyuruyor ya: "Düşünen bir topluluk için nice ibretler vardır" diye. Gerçekten de insan düşündüğü vakit birçok ibretlik emsallerle karşılaşıyor. İşte onlardan biri...

Hepimiz aşı olmuşuzdur elbette. Aşıların vazifesi, mikroplara karşı bizlere direnç kazandırmaktır. Yalnız bunu, bize direnç kazandıracak maddelerle değil de; bizzat mikroplar ile yapıyor. Yani mikroplar sayesinde direncimiz artıyor. Aşı ile vücuda az miktarda mikrop veriliyor. Vücut, bu az sayıdaki mikropları kolayca yenebiliyor. Bu sayede o mikroba karşı daha dayanıklı oluyor. Nasıl ki bir dövüşçü rakibinin zayıf noktasını fark eder ve kendini o yönde geliştirirse, vücudumuz da o mikrobu tanıyor ve kendini ona karşı güçlendiriyor. Küçüklüğümüzde olduğumuz bu aşılar, ileride çok sayıda gelen mikroplara dahi dayanıklı olabilmemizi sağlıyor. Hiç aşı olmayan bir kimsenin vücudu ise mikropları tanımaz,  az sayıda da olsa o mikroplara yenik düşer ve hastalanır. 

Gelin şimdi buradan çıkarabileceğimiz ibretlere ve hayatımızdaki yansımalarına bakalım...

Rabbimizin vücudumuzdaki savunma sistemini bu denli mükemmel yaratmış olmasından anlıyoruz ki; insan, direnci kadar zorluklara dayanabilir. Başına gelen musibetlere karşı direnç göstermeyenler, küçük imtihanlarda dahi kaybederler. Biz biliyoruz ki Allah kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemez. Allah'ın bu kanunu ayet ile sabittir. Dolayısıyla girdiğimiz her imtihan, bizim kazanabileceğimiz düzeydedir. Tıpkı aşıdaki mikrop miktarının vücudumuzun yenebileceği düzeyde olması gibi. Bizler bu imtihanlara karşı direniş gösterdiğimiz vakit, dayanıklılığımız da artacaktır. Dolayısıyla daha büyük imtihanlara girebilecek güce gelebiliriz. İnsan yükseldikçe girdiği imtihanların ağırlığı da artar. Ve kazandığı her imtihan ona bir aşı gibi direnç sağlar.

Allah (cc) kullarını imtihan etmek için yeryüzüne gönderdi. Hayatımız da bu imtihanlarda olabildiğince yükseğe çıkma mücadelesinden ibarettir. Nasıl ki bir oyunda 1. seviyeyi bitirince 2. seviyeye geçersiniz, veyahut okulda 1. sınıf biter 2. sınıfa geçersiniz; aynı bunun gibi imtihanlar da derece derecedir. Kazandığınız her imtihandan sonra bir üst seviyedeki imtihana girersiniz. Bu imtihanları geçebilmek, Allah katında yükselmek  bu imtihanlar karşısında direnmekle olur. Mesela savunma sistemimizdeki hücreler aşıdaki mikroplar ile mücadele etmeselerdi ne olurdu? O aşıyla bile hastalanırdık. Ama işte rabbimiz vücudumuzu öyle yaratmamış. Bu şekilde bize bir mesaj vermek istiyor. Ve bizim de buna bakıp ibret almamızı istiyor. "Eğer siz mücadele etmezseniz, yerinizde oturursanız benim katımda yükselemezsiniz" diyor adeta.

Bu misali İslami hareket açısından da ele alabiliriz. Bir hareket, zulme karşı direniş göstermezse o zulüm zamanla onları bitirir. Fakat zulme rıza göstermeyip direndiği vakit güçlenir. Zulüm arttıkça hareketin direnci de artar ve daha da sağlamlaşır. Rabbimizin kendi yolunun temsilcilerinden istediği budur. Direnmek! Yarattığı kainatla insanın oturmasını istemediğini, mücadeleci olması gerektiğini anlatıyor bizlere.

Peki ya mücadele nasıl olacak? Mücadele de cesaret ile olur. Korkaklar direnemezler. Allah'ın sancağını taşıyan hareketin erleri cesur olmalıdırlar. Cesaret insanları zafere götürür, sonunda ölüm olsa bile. Zulümlere sessiz kalanlar, zulmün şiddeti artınca direnmek isteseler de kendilerinde o gücü bulamayacaklar. Bugün korkanlar, o gün geldiği vakit zulmün önüne set olamayacaklar. O zaman karşı koyabilecek güce sahip olanlar, bugün direnenler olacaktır. Bugün cesur olup zulme baş kaldıranlar, yarın zulmü ortadan kaldıracaklar! Tarih direnenleri yazar. Boyun eğenler hiçbir zaman hatırlanmazlar.

Allah, İslami hareketi bir çocuğun büyümesi gibi büyütür. Onu küçük imtihanlar ile dirençli hale getirir. Bu imtihanlar, çocuklara vurulan aşı gibidir. Çocuklara vurulan aşılar, bir ömür boyunca çocuğun o hastalığa yakalanmasını önler. İslami hareketin de girdiği imtihanlar onu sağlamlaştırır ve İslam Medeniyeti'ni kurabilecek seviyeye getirir. Yeter ki cesur olsun ve mücadele etsin. Bugün mücadele etme cesaretini göstermeyenler için İslam Medeniyeti'ni kurmak yarınlarda mümkün olmayacaktır. Bugün korkanlar için yarın çok geç...

Direnmenin, mücadele etmenin vakti geçmiyor mu??

Yorumlar